Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, miras hukukuyla ilgili karmaşık ve hassas bir konuyu ele alır. Bu makalede, muris muvazaası kavramını, bu tür davalarda nasıl hareket edilmesi gerektiğini ve mirasçıların haklarını korumak için izlenmesi gereken yasal süreçleri detaylı olarak inceleyeceğiz. Ayrıca, muris muvazaasının miras bırakanın gerçek niyetini gizlemek amacıyla yapılan hukuka aykırı bir işlem olduğunu ve dolayısıyla iptal edilebilir olduğunu göz önünde bulundurarak, bu tür davalarda başarıya ulaşmanın stratejilerini ve ipuçlarını paylaşacağız. Miras hukuku alanında bilgi sahibi olmak, hem miras bırakanlar hem de mirasçılar için önemli bir avantaj sağlar ve bu makalede sunulan bilgiler, miras hukukuyla ilgili konularda daha bilinçli ve doğru kararlar almanıza yardımcı olacaktır.
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası
İçerik Rehberi
Miras muvazaası, bir kişinin bir varisi bir mirastan mahrum etmek için bir satış veya ölüme kadar bakım sözleşmesi olarak karşılıksız kazanç teklif etmesidir. Miras kaçırma davası olarak da bilinen muris muvazaa davası, iptal ve tapu tescili gibi çeşitli davaları içeren geniş bir tereke hukuku davasıdır. Genel bir kural olarak, bir kişi öldüğünde mirası, kanunda belirtilen yasal mirasçılar arasında kanunda belirlenen yasal orana göre paylaştırılır.
Miras kaçakçılığı olarak bilinen bu durumda, muvazaa olarak resmen sunulan tasarrufların hükümsüzlüğünün tespiti ve bu esasa göre oluşturulan taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi gerekmektedir. Ölenin muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil başvurusunu kabul eden mahkeme asliye hukuk mahkemesi, yetkili mahkeme ise binanın bulunduğu yer mahkemesidir. Ölünün muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası işlemi, temel hak ve hürriyetlerin bir parçası olan tapudan kaynaklandığı için zaman aşımına veya süreye bağlı değildir.
Muris Muvazaası Şartları
Görünüşteki sözleşme; bir kanun koyucunun, mirasçıları aldatarak mirastan mahrum etmek amacıyla akdettiği, o kişinin gerçek iradesine uymayan ve aslında kesin bir sonuç vermeyen bir sözleşmedir. Tapu sicili veya vefatına kadar velayet sözleşmesi nezdinde yapılan alımlar açıkça muvazaalı işlemlerdir. Nitekim sözleşmenin diğer tarafı, miras kalan binanın bedelini kanun koyucuya ödememekte veya tapuda belirtilenden çok daha yüksek bir bedel ödemektedir. Ancak 3. kişiler kandırılarak sözde fiyat takası olarak sunulmaktadır. Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası bu şart sayesinde, mirasçıların ileride eleştiri gibi tedbirlere başvurmalarının önüne geçmeyi amaçlar.
Gizli anlaşma; mirasçı ile karşı tarafın, işlemin açıkça üçüncü bir kişiyi aldatmak amacıyla yapıldığını ve gerçekte hiçbir etkisinin veya sonucunun olmayacağını kabul ettiği bir sözleşmedir. Yazma zorunluluğu yoktur. Açıkça sözleşmeden önce yapılabileceği gibi, aynı zamanda da yapılabilir. Miras bırakanın kendisi veya temsilcisi bu sözleşmeyi akdedebilir.
Mirasçıları aldatma amacı; mirasın amacının varislerini aldatmak ve mal kaçırmak olduğunu yazımızın başında göstermiştik. İşlemin karşı tarafı açıkça kanuni varislerinden biri ise diğer mirasçıları, aksi takdirde tüm mirasçıları aldatmak kastedilmektedir. Muvazaa devri sırasında mirasçısı olsun veya olmasın, öldüğü gün mirasçı olarak adı geçen herkes, muris muvazaa davası açma hakkına sahiptir. Ancak, muvazaa sırasında mirasçının mirasçısı yoksa, mirasçılarını aldatmak istediği söylenemez. Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılırken en önemli şartlardan biridir.
Gizli işlem; mirasçının ve karşı tarafın gerçek vasiyetlerini beyan ettikleri ancak diğer mirasçılardan gizli tuttukları bağış sözleşmesidir. Vefat durumunda bu gizli işlem bağışlanmadır. Vasiyet eden açısından, tarafların gerçek iradelerine uymadığı için işlem açıkça geçersizdir, ancak şekil bakımından gerekli şartları sağladığı takdirde gizli işlem kanun olarak geçerlidir. Çünkü tarafların iradesine uygundur.
Muris Muvazaası Kabul Olmayan Durumlar
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası uygulanmada sıklıkla görülmektedir. Ayrıca muris muvazaası kabul olmayan durumlar da merak konusudur. Muris muvazaası kabul olmayan durumlar, Yargıtay kararlarına göre aşağıdaki gibidir:
- Ana babanın mirasçılardan birine malı bağışlaması veya satması halinde muvazaa varsa, piyasa şartlarında veya satış için makul miktardan daha az bir ödeme almaları halinde muvazaa yoktur.
- Ana babadan birinin binayı önceki evliliğinden olan veya boşandığı eşinden olan çocuklarından birine bağışlaması, adalet gerektirdiği için muris muvazaasının kabul edilemeyeceği hallerden biridir.
- Uygulamada sık görülen bir durum; baba sadece evini veya arazisini oğulları arasında taksim etmek isterse, yapılan taksim muvazaa sayılır.
- Merhum kendi parasını bağışlamış ve bu parayla bir bina satın almışsa, bu durum Yargıtay kararına göre merhumun muvazaasının kabul edilemeyeceği durumlardan biridir.
- Tapuya konu olacak tek şey mülkiyet değildir. Uygulamada nadiren de olsa tapuda kiracılık vb. ek açıklamalara da açık olduğunu görüyoruz.
Muris Muvazaası Nedeniyle Tescil Davası Kim Tarafından Açılır?
Miras hakkı ihlal edilen mirasçı, gizli pay sahibi olsun ya da olmasın dava açabilir ve muvazaayı her türlü delille ispat edebilir. Ancak terekeyi almayı reddeden, miras hakkından vazgeçen ve mirastan çıkarılanlar bu davayı açamazlar. Ölen kişinin muvazaa halinde davanın akıbetini belirleyen şey, mirasçı ile kişi arasında işlem lehine olan mal devrinin gerçekten bir takım muvazaa ve hileli işlemlerle yapılıp yapılmadığının ispat edilip edilemeyeceğidir.
Uygulamada genellikle miras yoluyla kaçakçılık olarak adlandırılan, vasiyet edenin muvazaasına dayanan bu davalarda, muvazaanın varlığını ileri sürerek ispat yükü davacıya aittir. Diğer bir deyişle, kaçakçılık iddiasını kovuşturan taraf, merhumun malın mülkiyetini devretmekteki asıl amacının bu mirası elinden almak olduğunu kanıtlamak zorundadır. Ayrıca tutanaklarda verilen deliller, vasiyet edenin iradesinin ve asıl amacının doğru olmadığını tereddütsüz açıkça gösterecek kadar güçlü olmalıdır.
Ancak iptali talep edilen işlemlere doğrudan taraf olmayan davacılar, tapu devrinin hangi amaçla ve nasıl yapıldığını çoğu kez bizzat bilemezler. Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası özellikle, Yargıtay Genel Kurulu’nun toplandığında verdiği kararlarda muvazaanın varlığının tanıklar dahil her türlü delille ispat edilebileceğine karar verilmiştir.
Yorum gönder